3 Ağustos 2010 Salı

Benzemez Kimse Sana,Tavrına Hayran Olayım..


Bir toplum (en azından) kültürel olarak nasıl kamplaştırılır?

O toplumun kültürel olarak kendini bulma süreçlerinde(yani “zamanında”) epey tartışılmış ve neticede yıllar sonra tartışılmasının ne kadar gereksiz olduğu anlaşılmış bir konuyu yıllar yıllar sonra gündeme getirerek bir anda “tepki çekmek” ve “destek görmek” elektrotlarını devreye geçirerek.

Yani kısaca provoke ederek.

Bunu yapan dünya çapında bir sanatçı.Ama çap bana göre dünyanın yüzölçümüyle değil, duruşla ölçülür.Bu noktada sanatçımıza belli ki dünyanın çapı yetmemiş,kendisi evrenin hakimi olmak niyetinde. Çünkü ülkesini demode bir konuyla karıştırmak bir yana kendi popülaritesini ayakta tutmak ve gündeme gelmek adına (ki bunu bir alışkanlık haline getirdi) artık her türlü metodu deniyor.

Dünya çapındaki seçkin sanatçı ilk adımda ortalama bir küfrün desteğiyle çekiyor dikkati ve kendisinin benimsemediği bir müzik türüne “yavşak” diyebiliyor.Onun aynı seçkinlikteki hayranları ise aynı seviyede kendisini alkışlayarak “yahu biz(ya da bu adam) ne yapıyoruz?” demeyi aklına bile getirmiyor.

Çünkü yılların “beyaz” birikmişliği müthiş bir holiganizm eşliğinde seçkinlik aydınlık çağdaşlık vs.. şemsiyeleriyle kondulara saldıya hasret kalmış gibi aslında ülkenin bütün naif müzikseverlerine bir haçlı seferi düzenliyor.

İlk tepkilere “En iyi savunma saldırıdır” mantığıyla bir anda ardı ardına tweet veriyor sanatçı.. Beklediği ve istediği tepkiyi ve desteği kısa sürede buluyor.Neticede amaç gündeme oturmak. Ahmet bile 2.sıraya düşüyor twitterda bir anda.. Oysa ki bilse formulün bu olduğunu hiç bulaşır mıydı Kardeş Türküler’e,Grup Yorum’a,Neşet Ertaş’a.. Ah soyadın Kaya olacaktı ki o zaman verecektin cevabı dünyanın çapına?

Tabi sırtını aynı mağduriyet çerçevesinde referanduma dayamayı ihmal etmiyor süper star.. Oyunun ilk önemli sorusunu Ahmet’e soruyor “oyun ne renk?” ve zayıf yerden vurarak ilk leveli atlıyor.Artık twitter’da bir numara.. (çıkan sonuç: twitter’ın çapı dünyadan daha büyüktür)

İkinci level’ın ilk aşamalarında ilk ayrıştırmayı uygulamaya geçiyor “bach che”li müzisyen.. Kendisine sınırsız destek verenlerin takipçisi olarak onları onore ediyor,düzeyli eleştirileri bile blocklayarak kendisine küfredenlerle bir potada eritiyor.Çok başarılı..artık doğrular ve yanlışlar daha net ayrıldı..

Üçüncü level..İşte burada Nazım lazım..Kendi ismiyle Nazım’ın ses uyumu harika bir tesadüfken zaten oratoryosunu bestelemiş bir dahi olarak toplumu işte yürek yaresinden vurma zamanı geliyor.. “Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala” şiiri kullanılıyor en “arabesk” şekilde..Bu da yetmez,Aşık Veysel,Anadolu kültürü,bozlak vs..Allah ne verdiyse.. ara ara da istatistiki rakamlar..kimse tarafından doğruluğu ve geçerliliği sorgulanmayan.. süper gidiyor adamımız..

Dördüncü levelda twitter’ın iki numarasını alt etmek zorunda..Ahmet’e göre daha fazla tepki aldığı için iki numarada bulunan Cüneyt’i yenmek zorunda Fazıl..bu notada,pardon bu noktada ışın kılıcını pardon aydın kılıcını çekiyor Nazım..şey pardon Fazıl ..

Dört bir yandan bütün beyazlar saldırıyor tüm 20 yılın birikmişliğiyle.. Kimi şimdi doktor olmuş,kimi yazar,kimi gazeteci,kimi mimar.. Hep saklanmışlar,hep bu anı beklemişler sanki.. Birbirlerini tanımayan onca “renktaş” cihat yolunda kılıç..pardon tweet kuşandılar.. Bütün müzikler hızla kirleniyordu,birinciliği arabeske verdiler.. beyaz Türkler..dolmuşa binmeyen ama dolmuşa gelen Türkler..

Kimi yazarlar “sülaleme dahi küfredebilir,çünkü o dünya çapında” derken,Fazıl’ın bir linç,bir recm altında olduğunu ifade ettiler ve kahramanca siper ettiler profillerini ki dursun bu hayasızca akın.. (Ha bu arada konunun asıl muhatabı abiler “severiz kendisini” diyerek “dünya çapında” bir büyüklük sergilediler ama gözden kaçtı)

Mağdur (haşa tek mağdur vardır,ötesi kendini mağdur sanandır) bloklular uzlaşma ve anlaşma önerdiler.. “Aynı dili konuşuyorduk,size “Say”gılıyız ama siz de fikirlerinizi tartışmaya açın” dedilerse de olmadı.Block klavyeden sistemlice çıkmıştı bir kere.. Ha tabi bu arada “küfür değil fikir istiyorum” diye ara ara tweetleyen dünya starımızın eleştirdiği iktidar,onun bu yöntemlerini keşfetse daha bir 7 yıl daha iktidarda kalır..Ki karşılaştırıldığında yandaş değil ama benzeş bir durum görülüyor..

Zaman zaman klasik müzik paylaşarak “Müzik duyun ulan camışlar” demeye getirdiyse de bizler “fizy” den Rolling Stones ve Bergen paylaşan ahmaklar olarak çeşitliliğimize devam ettik..

Neticede 8 notayı en iyi kullanan dünya dahisini dahi anlamında ayrı yazarak,kendisine MFÖ’den “Peki Peki Anladık” diyoruz ve Fatih Ürek’ten “Sus” demeye devam ediyoruz.Çünkü bu anlamsız tartışmaya arabeskin büyüklerini davet etmek istemiyoruz.

Çünkü o zaman ezilirsin..O zaman o babalar seni Nirvana’ya daha soğuk soğukken yaklaştırır ve sazın teline vurdukları anda yanarsın.. Tanımadığın kültürleri öğren ve notalarına koy ama polemiklerine alet etme.. yakışmıyor.. dünyanın çapının her neresindeysen oradan seslen.. biz gene seninle gurur duymasını biliriz..yeter ki müzikle seslen..



Tarkan Kaynar - 29.07.10