7 Temmuz 2010 Çarşamba

Metal Müzik ve Nihal Bengisu

Haberturk yazarı Nihal Bengisu Karaca'ya yazdığım,heavy-metal müzikle ilgili 6 Temmuz tarihinde e-mail attığım yazı:

2 temmuz tarihinde hazırladığınız tv programını izledim.Bir anlamda çok sevindim çünkü ilgi alanımdı..Ama..

Metal müzik (Heavy-Metal) üzerine bir program yapmak icap ettiği gerekliliğiyle konuyla ilgili çarçabuk bir araştırma içerisine girdiğiniz yayında epey belli oluyordu.Tabi bunu konuyla çok ilgililer fark edebiliyordu.Ama bu konuda takdiri hak ediyorsunuz ki Serdar Turgut’un sanırım ABD’de arkadaşlarının “hadi madem..sen de gel” çağrısının peşine takılarak gittiğini tahmin ettiğim Alice Cooper konserinden aldığı birikimden çok çok daha fazlasına sahipsiniz.

Ama yine de eksik ve yetersiz bilgiler ne yazık ki.

Öncelikle çok kısa kendimden bilgi vereyim.Ben 1970 doğumlu ve 1982 yılından 2000’lere dek heavy-metal müziği severek ve ilgiyle dinleyen birisiyim.Hayatım boyunca hiç siyah t-shirt’üm olmadı ama bu müziği hem albümler bazında hem de canlı icra edilen mekanlarda senelerce severek takip ettim.2000’lerden sonra ortaya yaygınlaşan İskandinav tarzı metal müziği ve yansımalarını çok takip edemedim.Çok da ısınamadım.Ben daha çok Iron Maiden,Metallica, Manowar,Ozzy Osbourne gibi melodik tarza yakın grupları takip ettim.25 senedir bağlama da çalıyorum,bir dönem Türkiye’nin tek heavy-metal dergisi Şebek’te gönüllü foto muhabirliği de yaptım.

Sizin aktarımlarınızdaki bazı noktaların üzerinde durmak istiyorum.Öncelikle metal müziği Sonisphere festivali ile yeni duymuş gibiydiniz. Metallica ve Manowar gibi gruplar defalarca geldiler bu ülkeye,keza bir çok festival gerçekleşti,buralara bir çok heavy-metal grubu katıldı, festivaller dışı bireysel konserler verdiler ve hatta dünya devi Iron Maiden konseri bile oldu.Yani Türk insanı doksanlı yılların başından bugüne ülkesine bu tür grupların gelip konser vermesine alışık. Şunu rahat söyleyebilirim ki eğer bu adı geçen gruplar Türkiye’ye Sonisphere ile ilk olarak gelmiş olsalardı İnönü Stadı gibi bir stad daha gerekirdi o festival için.Yani bu demek oluyor ki benim gibi bir çok + - 40 civarı metalciler gitmedi konsere.Yani her seveni gitmiş olsaydı ne bilet yeterdi ne stadyumlar.Çünkü defalarca gittik,dinledik ve istersek yine dinleriz çünkü eminiz seneye yine gelirler. Türkiye bu müziğe böyle alışkın ve kitlesel karşılık verebiliyor.

Programın ilgili bölümünün başında sizin tavrınız,seksenli yılların “Kan içenler Türkiye’de” manşetleri atan dergi ve gazeteleri gibi bir “Müslüman mahallesinde salyangoz satan bir kısım acaip gençlere bakın” şeklinde yansıdı.Devamında ise epey sempatizan bir görüntü sergilediniz.Yani birbirinden habersiz ve ayrı yaşayan,ama sayıca hep bir çoğunluğa sahip insanların birbirine şaşkınlığı gibi.Sonra ise o konserdeki bir çok kişiden daha bilgi sahibi birisi görüntüsü verdiniz.Hatta cehenneme tercih ederek gitmeyi tercih edişinizde aslında “keşke o statta olsaydım mı acaba?”yı hissettim.

Bir istatistiki bilgi daha vereyim.32 bin olan İnönü Stadı’nın tribün seyirci kapasitesi derbi maçlarda (sıkışarak izlenme durumu) 40 bin civarıdır.Yani buna siz bir de festivaldeki saha içini dahil edebilirsiniz.Ona göre rakamı tahmin edin ki bu rakamın üçte birini ekleyerek hiç tereddüt etmeden 50 bin üstü tutun.Eh biz gelemeyenler de gelseydik buna 1/3 daha ekleyin.

Farkındaysanız Serdar Turgut’u pek konuşmuyorum ama onun tek dediği tespit doğru idi.Evet dediği gibi Metal müzik sevgisi ergen isyanı kaynaklıdır.Fakat bence moda değildir. Bakınız bu yaşımda ve hala haftada birkaç gece Manowar veya Iron Maiden dinlemezsem müzik doyumuna ulaşamam.Alışkanlıktan ve duygusal boşalımdan,stres atımından bahsetmiyorum. Müzikal doyum diyorum.Ayrıca biliyorum ki ben tek örnek değilim.

Meselenin bu noktada müzikalite boyutu çıkıyor ki heavy-metal müzik icra eden müzisyenlerin hemen hemen hepsi çok iyi enstrüman ve nota bilgisine sahip,enstrümanlarına çok hakim müzisyenlerdir.Bir çok metal klasiği şarkı,bilinen “klasik müzik” grup ve orkestralarınca icra edilmiş,yorumlanmıştır.Ayrıca melodik yapılarındaki çeşitlilik bir çok klasik müzik eserindeki kadar zenginlik içerir.Bu noktada belki karşıma bunu çürütecek 10-15 şarkı çıkarırsınız ama ben de bu zenginlikte 200 metal şarkısı ortaya koyarım.Yani müzikalite olarak duyulan tepkinin bir Bach’a,Rachmaninoff’a duyulan bilgisiz tepkiden farkı yok.Yani mesele ilgi ve alışkanlık meselesi.Ha tabi birisi yumuşak diğeri sert ve yüksek volümlüdür.

İşin felsefesi ve içeriği konusunda size tek bir kaynak önereceğim.NTV’nin birkaç yıl önce yayınladığı Heavy-Metal belgeselini bulun,isteyin izleyin.Kafanızdaki soruların çoğu aydınlanır.O belgeselde bu müzik gruplarından kim neyi müzik için,kim neyi show için,kim neyi para için, kimin de neyi satanizm için yaptığı anlatılıyor.Zaten siz de doom metalin alt türevlerine kadar göz atmışsınız.Bu belgesel ilginizi çekecektir.Yok yeterli gelmez ise Türkiye’de bu işin en uzmanı Aptülika lakaplı yazar-karikatürist Abdülkadir Elçioğlu ile bir röportaj yapmanızı öneririm.

Benim bu konuda son olarak söyleyeceklerim öncelikle bu müziğin kesinlikle tamamen müzik, hatta çok kaliteli müzik olduğudur.Yani gençleri isyana ve şiddete teşvik etmez. Etseydi ben şiddetçi olurdum. İkinci olarak bu müzik türünde sahne showları önemli yan desteklerdir.Çoğu vahşi duyumlar söylentiden ibarettir ki bu söylentiler popülizm anlamında o grupların çok işine yaramıştır.Ama satanizm bambaşka bir konudur ve bu müziğin sadece zaman zaman konu olarak ele aldığı onlarca konudan birisidir.

Bir not daha: Milliyetçi dediğiniz Manowar “Father”isimli şarkısını geçtiğimiz sene16 dilde söylemiştir.Bunlardan birisi “Baba” ismiyle Türkçedir.

Ben çok geniş bir konuya çok kısa değindim.Türlerin biribirinden ne farklar içerdiğine girmeyeceğim.Ama hiçbir tür içerik ve tarz olarak heavy-metal’in genelini belirlemez.Siz de değindiniz programda zaten.Ama keşke birkaç hafta bu müziği dinleyip,o festivalde olsaydınız.Bırakın cehenneme seçenek sunmayı,ne kadar eğlendiğinizi anlatırdınız yazılarınızda.

Son olarak,programın ilk bölümündeki Kılıçdaroğlu konusundaki görüş ve tespitlerinizin bir çoğuna fikren katılarak izledim.Ama sizin bugün o konunun ardından ele almanız gereken konu Sivas olayları idi.Hızla incelenip konu doldurmaya malzeme edilen 40 yıllık Heavy-Metal müziği değil.Umarım biraz aydınlatıcı bir mektup olmuştur bu yazdığım.Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkürler.


Tarkan Kaynar